Hesaba bakirem hac lazım olmuş cüzdana bakirem zekâta muhtaç
Yazar Hakan Dikmen
hakandikmen30@gmail.com -
Erzurumlu bir esnaf “hesabı kitabı denkleştireyim, bir hacca gideyim” diye niyetlenir. Önce mali durumunun hac masraflarını karşılamaya yetip yetmeyeceğini öğrenmek için muhasebecisine hesapları gözden geçirmesini söyler. Muhasebeci hesaplarını yapar, esnafın “mali durumunun gayet iyi olduğunu, hac masraflarının kendisine fazla bir yük oluşturmayacağını” kendisine anlatır.
Fakat adam bir de kendi cebine, cüzdanına, yani elinde mevcut olan harcanabilir maddi varlıklarına bakar. Ve kendi kendine şöyle söylenir:
“Hesaba bakirem hac lazım olmuş, cüzdana bakirem zekâta muhtaç.”
İşte günümüz iktidar borazanlarında da durum tam da böyle. İktidara bakarsanız her şeyimiz var hamdolsun. Ülkemiz insanının bir elinde Lor dolması ötekinde kadayıf dolması yaşıyor. Karnımız tok sırtımız pek yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda.
Her şeyimiz var çok şükür, ancak satın alma gücümüzün ne durumda olduğunu bilen, soran yok.
Bu ücretlerle bu ürünlerin nasıl satın alınabileceğini de açıklaması lazım İktidarın.
Ancak gerçek rakamlar bazı sorular akla getiriyor
Zaman geçmiyor ki hükümetten bir yetkili televizyon ekranına çıkıp şu üründe şu üretim alanında anlamında birinciyiz falan diyor. Özellikle tarımsal üretim konusunda dünyanın çeşitli ülkeleri arasında üst sıralarında yer aldığımızı söylüyor.
(Yalakalıkta, Adaletsizlikte, Liyakatsizlikte) İhracatta da öyle, turizm gelirlerinde de öyle,
Ülke olarak büyümede de başı çekiyoruz. Kalkınmada da öyle!
Dünyanın en varlıklı ülkesiyiz baştakilere sorarsanız.
Herkesin cebinde cep telefonu, kapıcıların bile arabası var.
En lüks evler, son model arabalar bile kapış kapış gidiyor.
Bundan daha büyük varlık mı olur?
Ancak gerçek rakamlar bazı sorular akla getiriyor. Mademki bizler her alanda bu kadar varlıklıyız, neden fiyatlar bu kadar yüksek?
Madem hayvancılıkta bu kadar varlık içindeyiz, et neden pahalı? Kuyruklar oluşmasın diye mi?
Bu kadar buğday varlığımıza rağmen ekmek neden bu kadar pahalı? Pasta yemek için mi?
Su akar Türk bakar artık kimse diyemeyecek kelimeleri eşliğinde Her dereye övünerek bir HES yaptık, elektrik neden bu kadar pahalı?
Karadeniz'de doğalgaz, Akdeniz'de petrol bulduysak doğalgaz ve akaryakıt fiyatları neden bu kadar yüksek?
Ekonomide değişmez bir kuralı vardır; ürün bolsa fiyatlar düşer, ürün kıtsa fiyatlar yükselir. Güzelim ülkemde hem bolluk var ve hem de fiyatlar çok yüksek.
Bu sadece bizim ülkemize has bir ekonomik model olmalı. O meşhur yeni yazılan bir ekonomi kitabı var ya, bir tek o kitapta var böyle bir ekonomi yönetimi.
Her şeyimiz var ancak fiyatlarımız aşırı yüksek
Ülkede üretim konusunda sıkıntı yok ancak enflasyon çok yüksek!
Dünya bizi kıskanıyor diyorlar ya hayır; dünya hayretle ile bakıyor.
Bir konunun reklamı başka gerçeği başkadır. Biz varlığın sadece reklamını yapıyoruz. Reklam dünyasında bir düşler ülkesinde yaşıyoruz.
Bu varlığa rağmen bu kadar pahalılığın iki ana nedeni olabilir.
Nedenlerin birincisi böyle bir üretim ve varlığa sahip değiliz ülke olarak. Ama yönetim devlet adına halkına böyle söylemek zorunda… Toplumsal bir kaosu ve paniği önleme adına böyle konuşmak zorunda ülkeyi yönetenler.
İkincisi ise gerçekten üretimde ve varlıkta bir sorun olmamasına rağmen iyi bir şekilde gözlerine bakılmayan, yönetilemeyen bir ekonomi sonucu ahaliye her şey pahalı satılıyor. Hatta bu pahalık bilinçli ve kontrollü bir şekilde yönetiliyor. Çokca olmasına rağmen malların fiyatları suni olarak yükseltiliyor.
Ki bu doğruysa, gerçekten böyle yapılıyorsa ve ülkeyi yönetenler bilerek veya bilmeyerek bunu önleyemiyorsa gelecek günler bugünden daha sıkıntılı olacaktır.
Bize sorarsanız ikinci şık daha ağır basıyor ve gelecekte bugünleri arayacağımızın işaretlerini görüyoruz diyebiliriz.
Ekonomi yönetiminde tam bir kargaşa yaşanıyor. Yaşadığımız bu ekonomik krizin başladığı günden bugüne alındığı söylenen hiçbir tedbir piyasaları krizin başladığı güne döndüremedi. Ekonomik yaşam fiyat artışlarıyla devam ediyor.
Bu yönetim fiyat artışlarını önleyemiyor.
Alınan kararlar piyasanın ateşini düşürmüyor.
Ya gerçekten bir reklam edebiyatıyla yönetiliyoruz ya da çukur gittikçe derinleşiyor.
Her şeyimiz var ama satın alabilirsen! Yersen
Var yemez amcaya döndük her birimiz. Varlık içine yokluk yaşıyoruz sanki.
Hakan Dikmen
