19 Eylül 2020 - Cumartesi
BİR MUSİBET BİN NASİHAT
Yazar - Yazar Hakan Dikmen
Okuma Süresi: 4 dk.
Yazar Hakan Dikmen
hakandikmen30@gmail.com -
BİR MUSİBET BİN NASİHAT
Bizde bilinen bir sözdür Bir musibet Bin nasihatten efdaldir. İşte onu mübarek 2020 yılında onu yaşıyoruz.
Çok değil daha birkaç ay önce nelerle uğraşıyordu, ki özellikle terör hemen hepsi bıçak gibi kesildi şimdi varsa yoksa virüs ve Doğu Akdeniz
Tüm dünyayı bu çapta bir felaketi Yüce Rabbimden başka hiçbir kuvvet yaptıramazdı, gel gör ki gözle görülmeyen bir bela tüm dengeleri alt üst etti.
Bu Allah’ın din ayrımı gözetmeksizin verdiği bir ders mi? Yoksa kendi kendimize başımıza musallat ettiğimiz bir bela mı? Her iki görüşü de savunan var mutlaka.
Zaman zaman dünyanın böyle belalarla sınandığı yadsınmaz bir gerçek. Kutsal kitaplarda uslanmaz kavimlerin çeşitli belalara maruz kaldığını biliriz. Ama bu tüm dünyayı ilgilendiren bir şey olduğuna göre ya dünyanın genelindeki bozulmaya dikkat çekiliyor, ya da kendi belamızı kendimiz yaratıyoruz.
Kurunun yanında yaşların da yandığı düşünüldüğünde Allah’ın başımıza bela ettiği düşüncesi bana korkutucu geliyor. Diğer yandan her alanında içine ettiğimiz dünyanın bir gün gelecek bize “yeter artık” diyeceği de belliydi.
Üçüncü bir şık da birilerinin bilerek ve isteyerek bu belayı başımıza musallat ettiği. Her ne kadar ben bu seçeneğe sıcak bakmasam da kimi kesim hararetli bir şekilde savunuyor bunu. Ortaya koydukları veriler yabana atılır cinsten de değil hani. Kelli felli adamlar, ellerindeki kanıtları ortaya koyarak virüs gerçeğinin “dünya nüfus planlaması” adıyla ortaya çıkardıklarını savunuyorlar. Olabilir mi? Neden olmasın?
Eğer dünyanın tepesindeki “üst akıl” diye adlandırılan ve belli birkaç ailenin adının geçtiği bir sistem bunu planladıysa kontrolünü de biliyor olmalı. Şayet birkaç ay sonra “koronanın ilacı bende” diye ortaya çıkan şirket bu vatandaşların bir alt komisyonu olursa işte o zaman senaryo gerçek denilebilir.
Senaryolar çeşitli, tevatürler bol.
Her ne şekilde olursa olsun virüs gerçeği tüm dünyanın şimdilerde bir numaralı derdi. Şu etapta “her koyun kendi bacağından asılır” düsturu ile hareket edilecek. Her ülke kendi sınırları içerisinde her türlü etkin tedbiri alacak. Şayet çaresi bulunursa tüm dünya zaten işbirliği yapacaktır. Bu biz olabilir miyiz acaba?
Bu arada meseleyi hafife alanlar, bize bir şey olmaz diyerek herkesi tehlikeye atanlar, dalga geçercesine toplu hareket edenler, dini ya da milli duyguları buna alet edenler… bir şey yaptığınızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Kendinizi düşünmediğiniz belli, bu nedenle size olacakları siz düşünmedikten sonra bize de tınnn…Ama unutmayın ki siz bir kişisiniz zarar vereceğiniz yüzlerce binlerce can. Buna hakkınız yok.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları