30 Mart 2021 - Salı

"Benim Fikirlerimi Anlayın"

Yazar - Emir Baskın
Okuma Süresi: 4 dk.
Emir Baskın

Emir Baskın

emirbaskin@gmail.com -
Google News

"Mızıka çalındı düğün mü sandın, Atam gitti mahşere öldü mü sandın?"
Atamın ölümünden sonra yazılsaydı bu yazı, bu acıklı anonim, bu sözler muhtemeldir ki ona ağıt olurdu. Kendisiyle beraber ceng meydanlarında şehitliğe hazır ol duruşta her Mehmetçik için dinleyip sevdiğine eminim bu ağıtı. Bilime, ilime merakı kadar idi sanata merağı ve aşkı Ata'nın. Nefes alıp kısa bir ara hasıl olduğu her anda hayatının şarkılara tutunup yolculuğunu tamamlaması muhtemeldir ki bundandır. 
Kurtuluş Savaşı sonrası bütünlüğü korumaya yönelik memleket ziyaretlerinde her toprağın ağasını çağırtıp GBT'sini çıkaran Paşam, olası ayaklanma ya da iç savaş ihtimallerini önlemek ve strateji geliştirmek için yine bildiği yolla vatana biat ölçümü yaparken Trabzon'da şimdiki Atatürk Evi zamanın Rum evinin (Köşk) kendisine tahsisiyle mekana yerleşiyor. 
Akşamın güney doğu ışığı Rum evine vurduğunda kurulan rakı sofrasının kuru kuru gitmeyeceğini bilen Atam, yörenin kabiliyetli sazcısını sözcüsünü çağırtır. Cemal Efendi, yasaklı meyi ile demlenirken Karadeniz'in karasında bir sazı vardı takasında yanında, küreklerinden birini kaybedecek olsa onu evine kadar götürebilecek. İnzibatın görmesinden korktuğu şişenin önünde kendi, ardında Karadeniz ufku, hangi masaya misafir olacağından bihaber yaklaşan inzibatlardan mı titrer dizleri 'Habu Garadenizden midur?' bilemedi Cemal Efendi. Paşanın yanına Rum evine beraber yol alırken inzibatla, neler düşündü bilemem ama sazının söz olup onu suçsuz çıkaracağını bilememişti. Ölüme gittiğini zanneden Cemal ve bağlaması yolda bir ağıt yazmış mıdır kendine? El pençe bağlama tekmili birden Paşa'nın karşısında Karadeniz'in dalgasından Ata'nın hırçın dalgasına vardığını zanneden Cemal Efendi selam verir. 
Atatürk: Cemal Efendi sen misin?
Cemal Efendi: Evet Paşam
Atatürk: Duyduğuma göre iyi çalıp söylermişsin
Cemal Efendi: Doğrudur Paşam
Paşa, Cemal Efendi'ye bir kadeh rakı doldurur ve der ki, "Çal da bir gönlümüz şenlensin Cemal Efendi." Ölüme yürüdüğünü zanneden Cemal Efendi, "Paşam çalacağım ama önce gidip bir donumu değiştireyim" yanıtıyla herkesi kahkahaya boğar.
Atatürk'ün ciddi ve sert görünüşüyle ilgili halk çok zanna sahip olacak ki, hiddetinden korkuları efsaneler yaratmış. Askeri deha olarak bilinen Atatürk'ün ilime, bilime düşkünlüğünü ne kadar biliyorlardı o zamanlar, efsaneler yazacak kadar olduğunu sanmıyorum. Mustafa Kemal'in bir Atatürk kitaplığı oluşturacak kadar okuyup yazmış olması bu hayattan son dakikaya kadar tezkeresini almadığının kanıtıdır. Yazdığı tarih kitapları evrim hakkındaki düşünceleri ve yazıları maalesef 80 darbesi sonrası silindi gitti. Türk İslam sentezi yapalım derken tarihsel bütünlüğünü yok ettiler Atatürk'ün, o dönem Türkiye bütün bilimsel bilgiden aciz bir yer gibi gösterilse de bu memleketin ilkokul çocuklarının okuduğu böyle şeyler vardı o dönem. Atatürk, ne tarihçi ne de evrimsel biyolog. Kendine neden böyle bir vazife edindi de yazdı bunları? İstanbul Büyükşehir'in Atatürk Kitaplığı ücretsiz, oraya üye olup, tüm kaynaklara erişebilirsiniz. Kitaplıkta 24 bine yakın yabancı dil kitap koleksiyonu bizleri bekliyor.
Cumhuriyetin mimarının ölümünün 82. yılında "Benim fikirlerimi anlayın" diyen Atatürk'ün yüzünü resimlerde görmeyelim sadece. Yazdıklarını okuyup onunla gerçekten tanışalım mı? Tarih konusunda çalışma yapmış, tezler yazmış, arkeoloji ekipleri kurmuş bir liderin tarihsel zenginliğini kavrayabilmek için biz de onun bize bıraktığı çalışmalara arkeolojik dalış yapalım.
82. ölüm yıldönümünde Mustafa Kemal Atatürk'e sevgi ve saygıyla...

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
pub-1785681847249596 2497439732