16 Haziran 2025 - Pazartesi

"Ekmeğe Zam Geldi Diye Daha Fazla Ekmek Almak: Giffen Paradoksu"

Ekonomik teoriler, çoğu zaman bize insan davranışlarını belli kalıplar içinde anlatmaya çalışır.

Yazar - Dilek Çifçi
Okuma Süresi: 4 dk.
Dilek Çifçi

Dilek Çifçi

cifcidilek01@gmail.com -
Google News
Fiyat artarsa talep azalır, gelir artarsa harcama yükselir. Ancak insan davranışları her zaman bu kadar düz mantıklı işlemez. İşte bu nedenle, ekonominin en ilginç ve düşündürücü konularından biri olan Giffen malları karşımıza çıkar. Giffen malları, ilk bakışta kulağa bir çelişki gibi gelir. Çünkü bu mallarda fiyat arttıkça talep de artar. Bu, iktisat kitaplarının başında yazan arz-talep yasasına ters düşer. Ancak bu terslik, özellikle düşük gelirli bireylerin hayat mücadelesine yakından baktığınızda anlam kazanmaya başlar. Diyelim ki bir ailenin temel besin kaynağı ekmek. Bu aile, az gelirle ay sonunu getirmeye çalışırken, nispeten pahalı gıdalardan uzak durmak zorunda. Ekmek fiyatı arttığında, normalde bu ailenin daha az ekmek almasını beklersiniz. Ama gerçek şu ki, fiyat artışı karşısında aile peynirden, etten, sebzeden fedakârlık ederek daha çok ekmek alır. Çünkü karın doyurmak birinci önceliktir. Böylece ekmeğe zam geldikçe ekmek tüketimi de artar. İşte bu durum, "Giffen paradoksu" olarak adlandırılır. Bu kavram, adını 19. yüzyılda yaşayan İskoç ekonomist Robert Giffen’dan alır. Onun gözlemleri, özellikle yoksul sınıflarda bu alışılmadık tüketim davranışlarının nasıl ortaya çıktığını anlamamıza yardımcı olmuştur. Ancak burada çok önemli bir ayrımı yapmak gerekir: > Her Giffen mal bir düşük maldır, fakat her düşük mal bir Giffen mal değildir. Ne demek bu? Düşük mallar, bireylerin geliri arttıkça daha az tükettiği mallardır. Örneğin margarin, hazır çorba, ikinci el kıyafet gibi ürünler düşük mallar kategorisine girer. Geliriniz arttıkça bunlar yerine daha kaliteli ürünlere yönelirsiniz. Ama bu mallar, fiyatı arttığında illa daha fazla tüketilmez. Aksine, genelde talep azalır. Giffen mallar ise, hem gelir arttıkça daha az tüketilen, hem de fiyatı arttığında bile tüketimi artabilen mallardır. Bu yönüyle düşük malların özel ve nadir bir alt kategorisini oluştururlar. Giffen mallar, sadece teorik değil; aynı zamanda sosyal bir gerçektir. Gıda enflasyonunun yüksek olduğu, gelir eşitsizliğinin derinleştiği toplumlarda bu tür davranışlara sıkça rastlanabilir. Bir malın fiyatı arttıkça daha çok tüketilmesi, çoğu zaman lüks ve prestij için değil, mecburiyet içindir. --- Sonuç: Ekonomide her grafik, her formül bize birebir gerçek hayatı anlatmaz. Özellikle yoksulluk ve mecburiyet söz konusu olduğunda, insanlar beklenmeyen tepkiler verebilir. Giffen malları, bu insani yönü bize gösterir. Bu yüzden sadece bir ekonomik anomali değil, aynı zamanda bir sosyoekonomik uyarıdır. Unutmayalım: > Her Giffen mal bir düşük maldır, ama her düşük mal bir Giffen mal değildir. Bu cümle, yalnızca ekonomik bir ayrım değil, aynı zamanda hayatın adaletsizliğine de bir işarettir.
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.