14 Temmuz 2025 - Pazartesi

Acı, Ruhun Görünmeyen Yarasıdır --- Acı, deyince çoğumuzun aklına

Acı, deyince çoğumuzun aklına bir yara, bir sızı ya da gözle görülür bir kayıp gelir.

Yazar - Dilek Çifçi
Okuma Süresi: 3 dk.
Dilek Çifçi

Dilek Çifçi

cifcidilek01@gmail.com -
Google News
Ama asıl acı, ruhun derinliklerinde yaşanandır; kimsenin görmediği, anlamaya çalışmadığı, çoğu zaman da sessizce bastırılan o içsel sancı. Sosyolojik bir pencereden baktığımızda ise bu bireysel gibi görünen duygu, aslında toplumun ta kendisiyle bağlantılıdır. Bir düşünün; neden bazı toplumlarda acı gizlenir, neden bazı insanlar acısını haykırırken, bazıları içine gömer? Çünkü acı, sadece bir his değil; aynı zamanda toplumsal rollerin, kültürel kalıpların ve sınıfsal eşitsizliklerin bir yansımasıdır. Erkeklere yıllarca öğretilen "ağlama", "güçlü ol" gibi kalıplar, onların ruhundaki yaraları dışa vurmasına engel olur. Kadınlar ise acılarını dile getirdiklerinde bazen “zayıf” ya da “duygusal” olarak yaftalanır. Yani toplum, kimin acısını ifade etmesine izin verileceğini, kimin acısını görmezden geleceğini çoktan belirlemiştir. Bir diğer boyut da ekonomik eşitsizliktir. Geçim derdindeki bir anne, çocuğuna yemek bulamadığında hissettiği acıyı kime anlatabilir? Ya da işsiz bir genç, hayalleriyle birlikte geleceğini kaybettiğinde o sessiz çöküşü kim duyar? Yoksulluğun acısı sessizdir çünkü sistem, bu tür acıları “olağan”laştırır. Ve bir de ortak acılar vardır. Depremler, savaşlar, göçler... Bu felaketler, yalnızca bireyleri değil, toplumun kolektif bilincini de yaralar. Öyle zamanlar olur ki, bir millet aynı anda yas tutar. İşte o anlarda acı, bireysel olmaktan çıkar, ortak bir duyguya, bir dayanışma zeminine dönüşür. Ancak modern dünyada acının bile pazarlanabilir hale geldiğini görmek şaşırtıcı değil. Medyada dramatize edilen acılar, izleyici çekmek için bir araç olurken; görünmeyen, reyting getirmeyen acılar görmezden gelinir. Böylece acı bile sınıflandırılır: “gösterilebilir” olanlar ve sessizce yaşanması gerekenler... Ve işte burada Tess Gerritsen’in şu sözü aklıma geliyor: > “Bazı yaralar görünmezdir. Onlar sessizce kanar ve yalnızca acıyı yaşayan bilir.” Bu söz, tam da anlatmak istediğim şeyin özüdür. Acının görünmezliği, onun gerçekliğini azaltmaz. Aksine, sessizliği en derin haliyle çığlığa dönüştürür. Unutmayalım ki, acı sadece bir duygu değil, aynı zamanda bir farkındalık meselesidir. Kimin acısı görülür, kimininki ötelenir? İşte bu sorular, birey olarak değil, toplum olarak ne kadar insan kalabildiğimizin yanıtını verir. Çünkü bazen bir yara derindir ama izi yoktur. Ve en tehlikeli olan da budur: Gözle görülmeyen ama ruhu parçalayan yaralar...
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.