03 Nisan 2021 - Cumartesi

MEM VE ZİN

Yazar - Yazar Canda Kalemoğlu
Okuma Süresi: 4 dk.
Yazar Canda Kalemoğlu

Yazar Canda Kalemoğlu

candanas423@gmail.com -
Google News
Bu hafta gerçek aşktan ilahi aşka varan bir hikayeye değineceğiz. 1450 de yaşanan ve bugün
2021 de hala yası tutulan bu destansı aşkın başkahramanları başlıktan da belli olduğu gibi
Mem ve güzeller güzeli Zin’dir.
Hikayede keskin bir şekilde birbirinden ayrılan ve sembol haline gelen iki taraf görmekteyiz.
Bu taraflardan biri; iyiliği, doğruluğu, masumiyeti ve çaresizliği yansıtan Mem ve Zin ikilisi
diğer tarafta ise kötülüğü, iki yüzlülüğü, dalkavukluğu yansıtan Bekir (Beko) dir.
Hikayemiz Cizre beyi Mir Zeynuddin’in kız kardeşi olan Zin ve divan katibinin oğlu olan
Mem’in baharın gelişini müjdeleyen Nevruz Bayramında birbirini görmesiyle başlar. İlk defa
orda birbirlerini gören bu ikilinin başına gelmeyen kalmıyor. Tacdin Memo’nun ahiret dostu,
kardeşiydi ve Zin’in kardeşi Siti ile evlenmişti. Onlarda nevruzda ilk kez birbirlerini
görmüşlerdi fakat onlar şanslıydı evlendiler ama Mem ve Zin onlar kadar şanslı değildi
onların başına Beko musallat olmuştu. Cizre halkının sık kullandığı bir deyim vardır özellikle
arabozuculuk yapan, kötülüğe meyilli olanlar için; “Beko gibidir” derler bu deyim bu
anlattığımız Beko karakterinden alışılagelmiş.
Beko’nun oyunlarına gelen Mem, Bey ile satranç oynamaya ikna edilir. Fakat Beko’nun
unuttuğu bir şey vardı oda Mem’in çok iyi satranç oynuyor olmasıdır. Bunu hesaba katmayan
Beko üst üste Mem’in kazandığını görünce kurnazlık yapıp Bey ve Mem’in yer değiştirmesini
söyler. Mem yerini değiştirirken karşıda Zin’i görür ve aklı başından gider Bey bunun üzerine
oyunu kazanır. Oyun sonunda Mem’in sevdiği kızın Zin olduğunu öğrenen Bey onu zindana
attırır ve bir yıla kadar orda kalır. Mem, Zin’in aşkından dolayı zindana atılmıştı fakat orda
ilahi aşk ile yanıp tutuşmuştu. Mem son nefesini verdiğinde Zin onun yanındaydı çünkü bey
hatasını anlamıştı ve Zin’in yanına gitmesi için serbest bırakmıştı belki de Mem son nefesini
versin diye yapmıştı. Zin koşarak Mem’in yanına gider: “Bey bize izin verdi” der fakat Mem’in
dudaklarından güç bela şu cümleler dökülür: “ Ölümlü olan bey bey değildir. Biz
beylerbeyinin huzuruna çıktık “ deyip son nefesini verir. Zin acısından Mem’in mezar taşının
başında verir son nefesini Beko’yu ise Tacdin yaptıklarını öğrenince alır canını. Şimdi Mem ve
Zin’in mezarı Cizre Abdaliye Medresesinde yan yana ve başuçlarında da Beko’nun mezarı
bulunmakta. Ne dirilerine rahat verdi Beko ne de ölülerine rahat veriyor. Şuan günümüzde
Cizre kadınları hala dışarı çıkarken kara çarşaf giyinirler ve bu dini bir durum değil Mem ve
Zin’in yasını tutmak amacıyla kaç yüzyıldır sürdürülen tamamen kültürel bir durumdur ayrıca
kavuşmak isteyen aşıklarda muratlarına ermek için Mem ve Zin’in mezarlarını ziyaret edip
dua ederler. Bu hikayeyi günümüze yazılı olarak ulaştıran Ahmed-i Hani’dir. Eser Arapça,
Farsça, Almanca ve Rusça başta olmak üzere birçok dilde çevirisi yapılmıştır.Bu aşk etrafında
yazar Hani, çağın sosyal, kültürel, dini ve idari durumunu güçlü bir şekilde tasvir etmiş.
Son olarak bu güzel söz ile bitirmek istiyorum: Bazıları canları için ister cananı bazıları da
cananları için verir canı. Kimisi kavuşmak ister Tacdin gibi. Kimisi de derdi seçer Mem ve Zin
gibi.
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
pub-1785681847249596 2497439732