24 Nisan 2021 - Cumartesi

DİYARBAKIR SURLARI’NIN ÖNEMİ

Yazar - Yazar Canda Kalemoğlu
Okuma Süresi: 4 dk.
Yazar Canda Kalemoğlu

Yazar Canda Kalemoğlu

candanas423@gmail.com -
Google News
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan dünyanın Çin Seddi’nden sonraki en uzun surları
olduğu iddia edilen Diyarbakır Surları’nı ele alacağız. Surların öneminden bahsetmeden önce
bu Kale Kent olan Diyarbakır’ın çok eskilere dayanan tarihine kısa bir göz atalım.
Bu kente Amedi adını ilk kez (MÖ:7000) Asurlular vermiştir. Burayı başkent yapanların
(MÖ:9.yy)Arami Kabilesi olduğu bilinmekte. Aremiler ise Hurrilerden kalan surları onardıkları
bilgiler arasında yer alır. Tarih boyunca birçok isimle anılan bu kente Romalılar ise ‘Amida’
ismini vermiştir. Bu isim ise Yakutçada ‘bakır sikke’ anlamına gelen ‘Amiday’ kelimesinden
gelmiştir. Bazı uygarlıklar ise surların kara taşlarından dolayı ‘Amid-i Sevad’ (Kara Amid)
demişlerdir. En ilginç isim ise Süryanilerden gelmiştir. Onlara göre Beyt-ül Meryem adına
yapılmış büyük kız manastırını işaret ederek ‘Dâr Bakire’ yani Evliya Çelebi’ye göre Kız Şehri
anlamına gelen ‘Diyar-ı Bakire’ kelimesinden türetilmiştir. En son ise 1937 de M.Kemal bakır
madenlerine izafeten ‘Diyarbakır’ ismini koymuş ve günümüze kadar böyle gelmiştir.
Surların tarihi ile ilgili net bir tarih söylemek güç fakat genel kabul ettiğimiz MÖ:3000’lerde
Hurriler tarafından inşa edildiği daha sonra bu şehre egemen olan başka devletlerinde
ekleme ve onarımları sonucu günümüze kadar gelmiş olmasıdır. Uzunluğu yaklaşık 5800
metre olan bu surların 645 metresi çeşitli sebeplerden yıkılmıştır. Kentin genel olarak savaş
ile hakimiyet değiştirdiğini görmekteyiz bu da surların zarar görmesine neden olmuştur. Şehri
hakimiyet altına alan devletler surları onardıklarında burçların üzerine kitabeler
bırakmışlardır. Bu kitabelerin 6 tanesi Bizans’a ait, 4 tanesi Yunanca, 1 tanesi Latince ve geri
kalan İslam dönemine aittir bu sebeple “AÇIK HAVA YAZITLAR MÜZESİ” olarak da anılır.
Kuş bakışı bakıldığında surların şekli bir kalkan balığına benzemektedir. Şehri bir kalkan balığı
gibi saran bu surların üzerinde 82 adet burç bulunmakta ve iç kalede ise 19 tane burç vardır.
Savunma amaçlı yapılan bu burçlar 3 ya da 4 kattan oluşmaktadır. İlk katı depo olarak diğer
katları ise askerler kullanmaktadır. Surların ihtişamlı gözükmesinin nedeni burçların ve sur
duvarlarının yüksekliğidir.8-22 metre arasında değişir bu yükseklikler. Bu surların 4 ana kapısı
bulunur.(1.Dağ Kapı, 2.Urfa Kapı, 3. Mardin Kapı, 4. Yeni Kapı) 20. yy başlarına kadar bu
kapılar geceleri kapatılarak şehre giriş çıkışlar kontrol edilmiş.
Surların Çift olmasının nedeni ise Bizans ve Sasaniler arasında sık yaşanılan savaşlar
nedeniyle Bizans İmparatoru Justinianus surları yeniden duvarlarla desteklediği bilgisidir.
Surların tarihinin net olmadığını söyledik bu yüzden ihtimalleri göz ardı edemiyoruz. Bu
ihtimallerden biri de Romalı bir askerin anlattıklarıdır. Romalı asker, Konstantinus henüz
Sezarken güçlü ve kulelerle çevreleyerek büyüttüğü bir kent olduğunu aktarmıştır. Bu kentin
tanımı Diyarbakır ile örtüştüğü için surların bu dönemde de yapıldığı ihtimali ortaya
çıkmaktadır. Geçmişi yorumladığımızda gelecek muhakkak şekilleniyor.
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
pub-1785681847249596 2497439732