14 Aralık 2020 - Pazartesi

İNSAN BU YA

Yazar - Prof.Dr.Berhan Yılmaz
Okuma Süresi: 3 dk.
Prof.Dr.Berhan Yılmaz

Prof.Dr.Berhan Yılmaz

-
Google News
AHMET BERHAN YILMAZ
İnsan bu ya; para, mal, mülk, eşya biriktirmeyi, yığmayı sever çünkü kendisini
güçlü hmek, güçlü olmak, her şeye hükmetmek ister.
İnsanın makamı, mevkii, parası, malı, mülkü, serveti artınca da kendisinde güç
vehmetmeye, her şeyi kendisine mubah görmeye başlar.
Kendisini diğer insanlardan farklı görür, ayrıcalık zırhına bürünerek kendisinin
üstün ve her şeyin onun hâkimiyeti altında olduğu duygusuna kapılır.
Hırs artar, zaaflarının kurbanı olur, arzularına ulaşmak için hadsizleşir, sınır
tanımamaya başlar, diğer insanlar ile arasına bazen direkt, bazen tevazu kılıfı altında
kibirden bir duvar örer.
Kendisinin istediği her an, her yere, her şeye ulaşmaya hakkı olduğunu düşünürken,
kendisi ulaşılmaz, erişilmez olmak ister. En akıllı kendisini görür, en mükemmel
kendisini sanır.
Kendisinin denetlenemez, sorgulanamaz, hesap veremez olduğunu düşündüğü için
en ufak bir itiraz, karşı çıkma onun için düşmanca bir tavırdır ve ihanettir.
İyi niyet, samimiyet, dürüstlük, hoşgörü, duygudaşlık, başkalarına karşı sorumluluk
duygusu zamanla azalarak kaybolur. Bu sebeple kendisinin sebep olduğu sorunlarda
bile başkalarını sorumlu tutar, başkalarını suçlar hatta başkalarını cezalandırır.
Çevresindeki bütün insanların kendisine hizmet etmek zorunda olduğunu düşünür
ve insanlara hükmetme, yargılama, cezalandırma, öfkelenme, bağırma, çağırma,
hakaret etme hakkını kendinde bulur.
Ve bu insanlar; yaşlanacağını, hastalanacağını, çaresiz kalabileceğini, aynı şeylerin
kendisinin başına gelebileceğini, öleceğini, hesaba çekileceğini düşünemez, sonsuza
kadar bu gücün devam edeceğini sanır.
Tabi ki bu insanlar yalnız değildir; hırsları, çıkarları, beklentileri uğruna bu
insanlara destek veren, her şeylerine katlanan omurgasız, ikiyüzlü, ahlaksız, makam,
mevki, para uğruna yapmayacakları kötülük olmayan, dalkavuk, bozguncu, ayrıştırıcı,
insanların dünyasını yakan, yıkan şahsiyet yoksunu binlerce insan vardır.
Hâlbuki insana; insan olmak, insanca yaşamak, ahlaklı olmak, tevazu sahibi olmak,
güvenilir olmak, dost olmak, dürüst olmak, hoşgörülü ve yardımsever olmak yaraşır.
Bütün bunları yok sayarak elde edilen makam, para, güç, servet kişiyi onursuz ve
zalim yapar.
Kendilerinde güç vehmeden veya bu insanlarda güç vehmeden insanlar; her şeye
güvenmişler, ama Allah’a güvenmemişlerdir. Herkesten, her şeyden korkmuşlar ama
Allah’tan ve gerçekle yüzleşmekten korkmamışlardır.
“İnsanların onuruyla, haysiyetiyle oynayan, gururlanan, fesatlık yapan, kusur
arayan, iftira atan, insanlarla alay eden, kibirli, gıybet yapan, dedikodu yapan, fitne
çıkaran insanların vay haline ki bu açık bir aldanıştır.
Haram helal demeden mal yığıp toplayan, onu saydıkça sayan malının,
servetinin, gücünün kendisini ebedileştirdiğini sanan, gönül inciten, yürek yakan
bedbahtların da vay haline.
Böyle olmaktan, böyle yapmaktan kaçının! Çünkü böylelerinin sonu kesinlikle
çökerten, ezip içine çeken, acısı yüreklere işleyen cehennemdir.” (Hümeze Suresi)
AHMET BERHAN YILMAZ
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
pub-1785681847249596 2497439732