BODRUM MÜŞTERİSİ İÇİN BODRUM’DA OLMAK TATİLDEN ÖNCE GELİR
“Bodrum müşterisi için Bodrum’da olmak tatilden önce gelir” diyen Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Danışma Kurulu Üyesi Hüseyin Softa, Bodrum turizminin özünü bu sözlerle anlatıyor.
Turizm
Yayın: 03 June 2025 - Tuesday - Güncelleme: 03.06.2025 23:11:00
Editör -
Okuma Süresi: 17 dk.

Türkiye, 2025 yılı için belirlediği 65 milyon turist ve 64 milyar dolarlık gelir hedefiyle turizmde küresel
ölçekte iddiasını sürdürüyor. Son yıllarda hızla büyüyen Türk turizmi, ziyaretçi sayısıyla birlikte gelir ve
hizmet kalitesini artırarak rekabet gücünü yükseltmeyi amaçlıyor. Turizm hedeflerinin büyüklüğü
kadar, bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde bölgesel aktörlerin performansı da belirleyici oluyor. Bu
hedeflere ulaşmada kilit rol oynayan bölgelerden biri de Ege’nin gözde destinasyonlarından Bodrum.
Eski adıyla Halikarnassos olarak bilinen Bodrum, doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve gelişmiş turizm
altyapısıyla her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. 2025 turizm sezonuna hızlı bir giriş
yapan Bodrum’da otel doluluk oranları yüzde 90’lara ulaşırken, özellikle İngiltere, Almanya ve
Rusya’dan gelen ziyaretçi sayısında artış gözlemleniyor. Kruvaziyer turizmi de canlanmış durumda, bu
yıl 120’den fazla gemi seferi bekleniyor.
KONAKLAMALAR 750 TL’DEN BAŞLIYOR 10 BİN EURO’YA KADAR ÇIKIYOR
Bodrum, geçmiş yıllarda olduğu gibi özellikle Kurban Bayramı gibi yoğun tatil dönemlerinde ciddi
nüfus artışlarıyla karşılaşıyor. Geçen yıl bayramda nüfusun 250 binden 1 milyona kadar yükselmesi,
altyapı ve kaynaklar üzerinde önemli baskılar oluşturmuştu. Bu yıl da otel doluluk oranlarının yüksek
seyretmesi bekleniyor, konaklama fiyatları ise 750 TL’den başlayıp, lüks segmentte 10 bin Euro’ya
kadar uzanan geniş bir yelpazede tatilcilere sunuluyor.
TURİZMİN KALBİNDE BİR İSİMLE GÖRÜŞTÜK
Turizmin bu hareketli ve kritik döneminde siz değerli okuyucularımız için Bodrum’un turizm nabzını
en iyi tutan isimlerden Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (BOYD) Danışma Kurulu Üyesi ve
Bodrum Modern Life Boutique Otel Genel Müdürü Hüseyin Softa ile detaylı bir röportaj
gerçekleştirdik. Softa, Kurban Bayramı dolayısıyla denizi ve doğasıyla olduğu kadar turizm vizyonuyla
da öne çıkan Ege’nin turizm lokomotiflerinden Bodrum’da yaşanan yoğunluk ve turizmin genel
durumu hakkında önemli değerlendirmeler yaptı.
HEDEF 65 MİLYON TURİST AMA ASIL POTANSİYEL 100 MİLYON
Bodrum’un turizm dinamiklerini ve Türkiye’nin genel turizm hedeflerini yakından takip eden BOYD
Danışma Kurulu Üyesi ve Otel Genel Müdürü Hüseyin Softa ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiye, ülkenin
2025 turizm hedeflerini değerlendirmesiyle başladık.
*2024’te elde edilen 62,2 milyon ziyaretçi ve 61,1 milyar dolarlık gelirin ardından, 2025 için 65
milyon turist ve 64 milyar dolar gelir hedeflendi. Sizce bu ivme sürdürülebilir mi? Türkiye yıl
sonunda bu hedeflere ulaşabilir mi?
-Türkiye hedeflerini yeterince yüksek tutmadığı için 65 milyon turist ve 64 milyar USD gelir hedefine
ulaşılacağına inanıyorum. Sezon esasen iyi başladı diyemem, yüzde 11,6’lık bir düşüş yaşadık. Hala bu
düşüş devam ediyor. Ancak gerek Türkiye’nin turist getirme potansiyeli gerekse bakanlığın
istatistikleri, bu hedeflere ulaşmayı mümkün kılabilir. Avrupa’da konaklama kurumlarındaki
öğrenciler, başka bir ülkeye çalışmak için gelenler, ülkede durmaksızın transit geçenler gibi gruplar
seyahatleri 24 saati aşsa bile turist sayılmazken, bizde bu kriterlere uyulmaması hedeflerin
gerçekleşmesini kolaylaştırıyor. Bu nedenle artışla oluşan hedefler elbette gerçekleşir. Ama
unutmayalım ki, ülkemizin asıl potansiyeli 100 milyon turist ve 100 milyar USD gelir olmalı. Asıl bu
hedeflere ulaştığımızda turizmde başarıdan, hedef tutturmaktan söz edebiliriz.
GÜVEN YANDI, İMAJ SARSILDI
* Bahsettiğiniz yüzde 11,6’lık düşüşte, Kartalkaya’daki otelde meydana gelen trajik yangının da
etkili olduğu söyleniyor. Sizce bu olay, güvenlik algısını ve konaklama tercihini nasıl etkiledi?
- Sezonun ilk çeyreğindeki düşüşte ve halen devam eden gerilemede güven kaybı kesinlikle önemli bir
etken oldu. Kartalkaya’daki yangından sonra acilen başlatılan denetimler sonucunda, ilk etapta bin
otel kapatıldı, bugün bu rakam 4 bin civarında. Bu süreçte Avrupa pazarına “Türkiye otelleri yangına
karşı güvensiz” mesajı verilmiş oldu. Kendi kendimizi ihbar ettik. Keşke bu trajedinin her ülkede
yaşanabilecek, çok üzücü bir olay olduğu daha iyi anlatılabilseydi. Ayrıca, felaket sonrası aceleye
getirilen denetimler yerine, zamanında ve düzenli denetimler yapılsaydı, bu güven kaybını
yaşamayabilirdik.
HİZMETİN BEDELİ Mİ, RANTA DAYALI FİYAT MI?
* Güvenlik endişeleri ve turizmdeki dalgalanmaların ardından, son dönemde turizm fiyatlarında da
belirgin bir artış gözleniyor. Sizce bu fiyat yükselişi hizmet kalitesi ve talep artışıyla ne kadar
ilişkilendirilebilir?
-Maalesef burada başka bir yaraya daha değinmiş oldunuz. Kaliteli turizm hepimizin ortak hedefi.
Tabii ki kaliteli turizm yaparken artan maliyetleri göz ardı edemeyiz. Ayrıca ülkemizdeki ekonomik
sıkıntıların getirdiği maliyet artışları da fiyatların yükselmesinde önemli rol oynuyor. Ancak esas
sorun, tesislerine yatırım yapmayan, diğer oteller fiyat artırınca “bizim ne eksiğimiz var” diyerek fiyat
artıran, sezon geldiğinde “ne kazanırsak kardır” mantığıyla hareket eden işletmeler ve esnaflar.
Maalesef bu durum ülkemizi pahalı turizm ülkesi kategorisine taşıdı. Gerçekten hizmet kalitesi ve
talep artışına bağlı fiyat artışları olsa ve bu doğru şekilde Avrupalı turistlere anlatılsa, fiyat artışları
asla sorun olmazdı.
AVRUPA SEVİYESİNDEKİ TURİST HARCAMA DÜZEYİNDE DEĞİLİZ
Biraz da turistlerin harcama eğilimlerine değinsek. 2025’in ilk dört ayında kartlı harcamalarda artış
olduğu gözlemleniyor. Bu artış, turistlerin harcama alışkanlıklarında gerçek bir güçlenmeye mi
işaret ediyor, yoksa altında başka dinamikler mi yatıyor?
– Bu artışı, turistlerin harcama gücünün arttığı şeklinde doğrudan yorumlamak yanıltıcı olabilir. Hem
ülkemizde hem de Avrupa ve Rusya’da yaşanan ekonomik daralmalar ve bunun getirdiği finansal
zorluklar, insanların kartlı harcamalara yönelmesine neden oluyor, bu aslında bir nevi borçlanma
anlamına geliyor. Örneğin, Türkiye’ye gelen turistlerin günlük ortalama harcaması 97 dolar civarında.
Oysa Avrupa’da bu rakam 120 dolara kadar çıkıyor. Yani hala Avrupa seviyesindeki turist harcama
düzeyine ulaşabilmiş değiliz. Harcamalardaki nitelikli artış için yalnızca ödeme yöntemlerine değil,
harcama kalemlerinin yapısına da bakmak gerekiyor.
TURİZMCİLERİN BANKALARA BORCU 521,4 MİLYAR TL
* Her ne kadar harcamada Avrupa turist seviyesine erişmemiş olsak da turizm sektörünün
ekonomiye sağladığı büyük katkı ortada. Turizmi bu kısır döngüden çıkarıp, kalite ve çeşitlilik
açısından yeni bir rotaya sokmak için hangi adımlar öncelikli olmalı?
- Aynen dediğiniz gibi turizmin milli gelire, ödemeler dengesine, istihdama, ithalata ve ihracata çeşitli
etki ve katkıları bulunuyor. Turizm sektörü sadece otellerden ibaret olmayan ve 54 farklı sektörü
doğrudan etkileyen çok geniş bir alana sahip. Sektörde 3,3 milyon kişiye istihdam sağlanması
planlanıyor. Ancak bu kadar katkıya rağmen sektör ne yazık ki yeterince desteklenmiyor. Turizmcilerin
sadece bankalara olan borcu 521,4 milyar TL. Bence sayısal artışımız hatta elde ettiğimiz gelirler de
hala yetersiz. Geçtiğimiz yıl ziyaretçilerden 60 milyar 497 milyon dolar, transfer yolculardan ise 606
milyon 401 bin dolar turizm geliri elde edildi. Ziyaretçi sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 9 artarak
62,2 milyon kişiye ulaştı. Bu yıl hedef geçen yılın yaklaşık 3-4 milyar fazlası. Ancak bizim hedefimiz 100
milyon turist ve 100 milyar USD gelir olmalı. Kalite artışına gelince, maalesef orada da çok gerideyiz.
Hala çoğunlukla ‘güneş, deniz, kum’ kısır döngüsünde turizm yapıyoruz. Oysa dünya turizmi artık çok
farklı yönlere evrildi. Kültür-sanat festivalleri, kültür turları, müzik konserleri, gastronomik değerlerin
ön plana çıkarılması, geri dönüşüm hassasiyetleri, doğa turizmi ve sağlık turizmi gibi sürdürülebilir
turizm odaklı pek çok alan var. Ne yazık ki ülke olarak bu trendlerde oldukça gerideyiz. Tekrar etmek
isterim: Turizm sadece deniz ve güneşten ibaret değil, bunu artık görmemiz gerekiyor.
MERKEZİ VE YEREL YÖNETİMLERİN DESTEĞİ ŞART
*Turizmin yalnızca sayısal başarılarla değil, kalite ve çeşitlilikle gelişmesi gerektiğine vurgu yaptınız.
Bu noktada, sürdürülebilir turizm için ne gibi adımlar atılmalı?
-Sürdürülebilir turizm için kaliteli turizm hedefine ulaşmak şart. Yöresel değerlerin ön plana
çıkarılması, dünyada değişen turizm trendlerine uyum sağlanması, faaliyetlerimizi sürdürülebilir bir
düzeye çıkarabilir. Ancak burada turizmcinin yalnız başına bu yükü taşıması mümkün değil. Merkezi
ve yerel yönetimlerin desteği şart. Bu destek, konaklama vergisi, yüksek turizm vergileri ya da kredi
borçlarının faiz yükü gibi sorunların hafifletilmesiyle olabilir. Açıkça söylemek gerekirse, bugün sadece
biz profesyoneller kaliteye odaklanarak sürdürülebilirlik adına çaba gösteriyoruz. Diğer paydaşlar ise
genelde sadece fayda bekliyor, ama ne yazık ki gerçek anlamda destek ve hizmet henüz yeterli
düzeyde değil.
BODRUM’DA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN CİDDİ BİR ÇABA İÇİNDEYİZ
*Bodrum’da sürdürülebilirliği sağlamak adına ne gibi somut adımlar atıyorsunuz?
-Turizmi 12 aya yaymak, sektörde kalıcılığı ve istikrarı sağlamak açısından çok önemli. Bodrum’da bu
konuda ciddi bir çaba içindeyiz. Kış aylarında da faaliyetlerin sürmesi için festivaller, spor etkinlikleri,
fuarlar ve gastronomi buluşmaları gibi birçok etkinlik organize ediyoruz. Ancak tüm bu çabaların
sürdürülebilir olabilmesi için devletin daha fazla desteğine ihtiyaç var. Gerek teşvikler gerekse altyapı
yatırımlarıyla bu destek sağlanırsa, mevsimsel kısıtlamaları aşmak ve yıl boyu canlı bir turizm ortamı
yaratmak mümkün olabilir. Bu durum sadece Bodrum için değil, benzer yapıya sahip tüm turizm
destinasyonları için geçerli.
12 AY TURİZM HAYAL OLMAKTAN ÇIKACAKTIR
* Bodrum’un turizmdeki geleceğini nasıl görüyorsunuz? Orta ve uzun vadede hangi dönüşümler
öngörülüyor?
-Bodrum, bugün olduğu gibi gelecekte de dünya markası olarak değerini koruyacaktır. Orta vadede en
önemli değişimin, yerel sorunların çözülmesi ve turizmin günümüz trendlerine uyum sağlamasıyla
gerçekleşeceğini düşünüyorum. Uzun vadede ise hedefimiz 12 ay turizmi hayata geçirmek. Fuarlar,
festivaller, gastronomi etkinlikleri, spor organizasyonları gibi faaliyetler ve bunların getirdiği kaliteli
turizm, Bodrum’da 12 ay turizmin temelini oluşturacak. Tabii ki bu hedefin gerçekleşmesi için devlet
desteğinin de sağlanması gerekiyor; böylece 12 ay turizm hayal olmaktan çıkacaktır.”
BODRUM MÜŞTERİSİ İÇİN BODRUM’DA OLMAK TATİLDEN ÖNCE GELİR
*Bodrum’da yıl boyu turizmi canlı tutmak için yoğun bir çaba harcadığınızı belirttiniz. Peki,
Bodrum’u diğer turizm destinasyonlarından ayıran en temel özellikler sizce nelerdir?
-Bodrum bir dünya markası. Sadece doğasıyla ya da tarihiyle değil, gastronomisiyle, kültürel
zenginliğiyle, hatta eğlence hayatıyla da ön plana çıkan çok özel bir destinasyon. Dünyaca ünlü
otellerin yanı sıra, Paris’te ya da Londra’da bile göremeyeceğiniz kalitede kafe ve restoranlara sahibiz.
Bodrum, sadece Türkiye'de değil, dünyada da seçkin bir yer ediniyor. Bir de burada patenti bana ait
bir sözle anlatmak isterim: ‘Bodrum müşterisi için Bodrum’da olmak tatilden önce gelir.’ Sanırım bu
cümle bile Bodrum’un diğer destinasyonlardan ne kadar farklı ve özel olduğunu anlatmaya yeter.
TATİLE GİDİYORUM DEĞİL, ‘BODRUM’A GİDİYORUM’ DENİR
*Yerli ve yabancı turistlerin Bodrum’a olan ilgisinde ne gibi farklar gözlemliyorsunuz?
-Bodrum’da iç pazar her zaman çok dinamiktir. Yerli turist için Bodrum’a gelmek bir tatilden fazlasıdır.
Hatta özel bir gözlemimi paylaşayım: Türkiye’de birçok kişi ‘Bodrum’a gidiyorum’ der ama ‘tatile
gidiyorum’ demez. Oysa Antalya ya da Marmaris için ‘tatile gidiyorum’ ifadesi daha yaygındır. Bu,
Bodrum’un yerli müşteri nezdindeki ayrıcalıklı konumunu gösteriyor. Yabancı turist açısından ise
Bodrum daha çok tatil ve eğlence odaklı bir destinasyon. Aynı zamanda ‘dünya markası’ etiketi de
yabancı turist için cazibe kaynağı.
BODRUM’UN HEDEFİ 1,5 MİLYON TURİST
*Almanya, Rusya ve İngiltere gibi önemli pazarlardan milyonlarca turistin gelmesi bekleniyor.
Bodrum’un bu pastadan alacağı payı nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bodrum’a yaklaşık 1,5 milyon turist bekliyoruz. Burada en büyük payın İngiltere'den geleceğini
öngörüyoruz. Özellikle İngiltere'den Bodrum’a yapılan direkt uçuşlar bunda çok etkili olacak. Almanya
ve Rusya'nın ise daha çok Dalaman ve Antalya'yı tercih etmesi, Bodrum’un bu iki pazardan aldığı payı
azaltıyor. Ancak son yıllarda Polonya başta olmak üzere, Müslüman ülkelerden gelen turist sayısındaki
artış sayesinde bu açığı kapatabileceğimizi ve hedeflere ulaşabileceğimizi düşünüyorum.
BODRUM’UN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİ ALTYAPI EKSİKLİĞİ
* Artan turist yoğunluğu karşısında Bodrum’un altyapısı (ulaşım, su, çevre düzeni) yeterli mi?
-Bodrum’un en önemli sorunları arasında altyapı eksikliği öne çıkıyor. Özellikle trafik, büyük şehirler
seviyesine ulaşmış durumda ve ciddi bir problem teşkil ediyor. Su sıkıntısı ise ülke genelinde bilinen
bir gerçek. Ayrıca beldede plansız yapılaşma, özellikle yerleşim alanlarındaki yeşil alanların yok
olmasına sebep oldu. Tüm bu gelişmeler Bodrum’u sorunlu, büyükşehir hüviyetine doğru götürüyor.
Dolayısıyla mevcut koşullar göz önüne alındığında, altyapının yeterli olduğunu söylemek mümkün
değil.
REKABETTEN ÇOK ANLAMSIZ BİR YARIŞ VAR
* Bodrum’daki oteller arasında yaşanan rekabet, kaliteyi mi artırıyor yoksa fiyat odaklı bir yarışa mı
dönüşüyor?
-Bodrum’da çok sayıda kaliteli otel bulunuyor, ancak burada bir rekabetten çok anlamsız bir yarış var.
Bu yarış, kaliteli turizm yarışı değil; ‘Bu otel bu fiyattan satarsa ben de satmalıyım, benim neyim
eksik?’ mantığı üzerine kurulu bir fiyat yarışı. Ancak ben bu kısır çekişmeden, profesyonel
yöneticilerle ve profesyoneller tarafından yönetilen otelleri ayırıyorum. Sayıları az da olsa, kaliteyi
artırmak için gerçekten çaba gösterenler de var.
SAĞLIK TURİZMİNDE İSTANBUL’DAN SONRA BODRUM ÖN PLANDA
* Turizmde çeşitliliği artırmak adına Bodrum’da hangi yatırımların hayata geçirilmesi gerektiğini
düşünüyorsunuz?
-Bodrum’da aslında yeterince çeşitliliğe sahibiz. Deniz, kum, güneş ve eğlence trendleri eskimeye
başlasa da hala geçerliliğini koruyor. Gastronomi alanında büyük ilerleme kaydettik, sağlık turizminde
ise İstanbul’dan sonra Bodrum ön planda. Tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerimiz ise kıyaslanamaz
düzeyde. Bu değerlerin sürdürülebilir ve etkili şekilde kullanılması için öncelikle yerel yönetim
hizmetlerinin tam ve etkin şekilde yerine getirilmesi gerekiyor. Bizler de sektör olarak gerisini
tamamlamaya hazırız.
SOSYAL MEDYA FENOMENLERİNİN OLUMSUZ KAMPANYASI
* Kos Adası'nın yakınlığı Bodrum turizmini nasıl etkiliyor? Avantaj mı, rekabet mi yaratıyor?
-Kos Adası'nın yakınlığı normal şartlarda çok büyük bir etken değil. Ancak son dönemde Kos,
Bodrum’dan daha ucuz ve daha temiz olduğu yönünde akılalmaz bir kampanya yürütülüyor.
Gerçeklerin böyle olmadığı bilinmesine rağmen, özellikle sosyal medya fenomenlerinin bu
kampanyası maalesef Bodrum turizmine adeta ihanete dönüştü. 2024 yılında bu etkiyle Yunan
adalarına giden turist sayısı yaklaşık 400 bine ulaştı. Buna kesinlikle haksız rekabet diyebiliriz.
BAYRAM’DA BODRUM’A DAVET: “SADECE TATİL DEĞİL, HUZUR VE KALİTE DE BURADA”
*Röportaj boyunca değerlendirmelerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Son olarak
yaklaşan Kurban Bayramı’yla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? Bodrum’da tatil planlayanlara ne
söylemek istersiniz?
-Ben teşekkür ederim, gerçekten keyifli bir sohbetti. Kurban Bayramı, hem manevi anlamı hem de
tatil süresiyle ülkemiz için çok özel bir dönem. Bodrum’da da hazırlıklarımızı bu bilinçle yapıyoruz.
Geçtiğimiz yıl bayramda nüfusumuz 250 binden 1 milyona kadar çıkmıştı. Bu yıl da benzer bir tablo
bekliyoruz. Otellerin doluluk oranı şimdiden hızla yükseliyor, bayram döneminde yüzde 90’ların
üzerine çıkacağız gibi görünüyor. Bu nedenle misafirlerimizin son dakikaya kalmadan planlarını
yapmaları, erken rezervasyon ve güvenilir alternatiflere yönelmelerini öneriyorum. Bodrum, sadece
bir tatil beldesi değil; aynı zamanda huzur, kalite, kültür ve eğlencenin buluştuğu özel bir yer. Herkesi
bu bayramda Bodrum’un eşsiz atmosferini yaşamaya davet ediyorum. Şimdiden tüm
vatandaşlarımızın Kurban Bayramı’nı kutluyor, sağlık, huzur ve keyif dolu günler diliyorum.
Fulya OMAÇ / Bodrum - MUĞLA
Yorumlar (0)
İlginizi Çekebilir